Günümüzden geçmişe bakıldığında görsel sanatın içerisinde anlatı oldukça belirgindir. Bu anlatının tarihine baktığımızda en primitif örnekler arasında olan Fransa’da bulunan Chauvet mağarasından, Mısır’da yapılan Feyyum Portrelerine, dinsel ögelerin ana konu olarak kullanıldığı kilise resimlerinden günümüze kadar olan süreçte “anlatı” görsel sanatların dinsel, mitolojik, tarihsel, edebi veya alegorik konularına eğilen bir geniş bir olgusudur. Anlatı veya bir diğer deyişle öyküleme modern sanatın içinde ve günümüz çağdaş sanatının içerisinde de varlığını sürdürmektedir.
Anlatı kavramına geçmişteki görsel sanatlar içerisinde ki kullanımı ile başlamak istiyorum. Anlatı geçmişte tek-kare anlatı ve çok-kare anlatı olmak üzere iki başlık altında incelenmiştir. Tek-kare anlatıya verilebilecek en primitif örnek “Linton Paneli” olarak verilebilir. M.ö. 25.000-27.000 yıllarında yapıldığı düşünülen bu taş üzeri boyamanın şamanik bir ritüeli konu aldığı düşünülmektedir. İkinci bir örnek olarak Antik Yunan vazoları üzerinde olan monokrom işler örnek olarak sunulabilir. Tek bir kare içerisinde bir destan betimlenmiştir. Zaman akışı bütünlük içindedir. Tek bir olay ve olay içerisinde bulunan oyuncular yer almaktadır.
İkinci anlatı özelliği olarak çoklu kare anlatımdır. Bu ikinci anlatım türünde kare içerisindeki anlatılar arasında bir neden-sonuç ilişkisi yoktur. Hatta bazen aynı uzamda bile değillerdir. Aynı karakter birçok karede resmedilmişte olabilir. Bana göre bu özelliği ile günümüzde kullanılan storyboard mantığına çok yakındır. Örnek olarak “Herakles’in on iki görevi” (M.ö 470) veya Giotto’nun resmettiği Bondone,Arena Şapeli’nde bulunan Mesihin ölümü ve dirilişi aslı eser gösterilebilir.
Tarihsel kullanım şekilleri ile devam edecek olursak anlatının kullanımı modern sanat başlangıcından sonra azalmıştır. Çünkü o dönemde ki genel bir algı olarak anlatının sahici olmadığı düşünülmektedir. Saf estetik arayışı anlatının ikinci plana düşmesine sebep olmuştur diyebiliriz. Bu dönemde yapılan işlerden seçtiğim örnek ise Pablo Picasso’nun yaptığı “Guernica” resmidir.
Günümüz çağdaş sanatında postmoderniteden kalan anlatı versiyonu bir alegori formu olarak hala kullanılmaktadır. Alegori dedim çünkü anlatı içinde var olan karakterlerin veya olayların sembolik olarak başka bir yere temas ettiği başka bir anlam temsil ettiği bir hal almıştır. Normalde bu karışık bir durumdur çünkü postmodernizm için “anlam”, nostaljik ve naif bir kavramdır. Bugün artık olmayan, aranmaktan vazgeçilen, insanlığın toy dönemlerine has bir olgudur. Postmodernizm tüm anlamların ve gerçekliğin kurgu olduğunu bilir. Yani görüntünün asıl kaynağı ile bir bağlantısı kalmamıştır. Tamamen gönderme üzerinden düşünülen farklı bir anlamlar işaret etmektedir.
Comments